Dikkatli gözler için 13 Kasım sıradan bir tarih değil!
Hatırlayın; bundan tam 7 yıl evvel Paris’i kana bulayan terör saldırıları silsilesini hangi örgüt üstlenmişti: İŞİD ya da DEAŞ, adına ne derseniz deyin..
Bu çok yüzlü taşeron örgütün bu sefer kim bilir hangi devletin ya da odakların talimatıyla İstanbul’u hedef alabileceğini düşünmek gerek!.
Öte yandan terör örgütünün Suriye ve Kuzey Irak’taki uzantılarına yönelik MİT desteğiyle başarılı operasyonların yapılması, özellikle yönetici kesime yönelik nokta atışı operasyonlar ve yeni nesil milli silah teknolojisinin sahada ustalıkla kullanılması da birilerini belli ki çok kızdırmış hatta delirtmiş!
Uzun süredir yurtiçinde kımıldayamaz hale getirilen PKK’nın zamanlaması bakımından manidar bu saldırıyı herhangi bir istihbarat örgütünden destek almadan yapabilmesi mümkün değil!
Diğer taraftan Türkiye’nin son dönemde Türk Dünyası eksenli atılımları ve batıdan gelen haksız eleştirilere yine aynı dozda karşılık vermesinin birçok küresel aktörü rahatsız etmesi de bu alçak saldırının muhtemel sebeplerinden biri olabilir..
Hele hele Türkiye’nin adı sık sık telaffuz edilen Yeni Dünya Düzeninde paydaşlarıyla birlikte “yükselen değer” olması ve her türlü denklemde mutlaka dikkate alınması gereken bir oyuncu sıfatıyla dünya meselelerine ağırlığını koyması belli ki köhne sistemin efendileri tarafından “cezalandırılması” gereken affedilmez bir hadsizlik (!) olarak addediliyor.
Taksim saldırısı, Türkiye’ye -ve elbette Türk Dünyasına- “haddinizi bilin” mesajı verilmek için düzenlenmiş adi ve aciz bir eylemdir!
Fakat ne yaparlarsa yapsınlar, hangi kahpe tuzakları kurarlarsa kursunlar bu kutlu davadan bizi asla döndüremezler!
Tarihin akışını tersine çeviremezler!
Bundan sonrasını uyuyan devi uyandıranlar düşünsün!