Türkiye’de gazeteciliğin uzun süredir kan kaybettiğini biliyoruz.
Bu işin çekirdeğinden yetişen, meslek erbabı diyebileceğimiz isimlerin yüzde 90’ı çeşitli yollarla tasfiye edildi.
Kimi köşesine çekildi kimi de alternatif platformlarda yaşam mücadelesi veriyor.
Ana akım medyada çalışan isimler arasında işini hakkıyla yapan isimler de az da olsa var elbette…
Mesela dünyanın konuştuğu Afganistan’dan her gün canlı yayınlar yapan Mehmet Akif Ersoy…
Stüdyoda da, sahada da gazeteciliğin hâlâ ölmediğini ispatlayan bir gurur abidesi… Mütevazılığı ve beyefendiliği de işin bonusu…
Bir de bukalemun misali zamana ve zemine göre renk değiştirenler var!
Bundan bir süre önce Cüneyt Özdemir’i, YouTube kanalında tek taraflı bir yayın yaptığı için Derin Gündem’de eleştirmiştik!
Mahkemesi devam eden bir meselede birileri adına tetikçilik yapan bir kişiyi 45 dakika boyunca hiç kesmeden dinlemişti! (Normalde bazı konuklara nasıl aslan kesildiğini ve neredeyse hiç konuşturmadığını da biliyoruz)
Türkiye’nin gündemindeki Yalıkavak Marina ile ne kadar ilgili (!) olduğunu da böylece öğrenmiş olduk.
Her neyse, bizim o eleştirimiz üzerine uzun bir mesaj göndererek kendisine haksızlık ettiğimizi ve Mehmet Ağar’a karşı zamanında en ağır eleştirileri defalarca programlarında yaptığını vs. belirtti.
Tam bu yaşananların bir meslek kazası olduğunu düşünmeye başlamışken bir de ne görelim!
Bu sefer de “çökme” iddiaları ve uyuşturucu trafiği ile anılan marinayı aklamak üzere “sponsorlu” bir gezi programı ile karşımızda!..
Pes vallahi… Ancak bu kadar olur!
Hele İsmail Saymaz’ın işadamı Mübariz Mansimov’la yaptığı röportaj üzerine attığı tweet, Özdemir’in duruşunu tam belli etti!
Bundan böyle ne tarafsız gazeteci olduğu masalını anlatsın ne de Marina’da bedava yiyip içtiği için eleştiren izleyicilerine kızsın!..