Türkiye’de bazı kesimler hakkın yerini bulmasından ve adaletin tecelli etmesinden inanılmaz rahatsız oluyorlar.
Adeta kendilerine işkence ediliyormuşçasına tüyleri diken diken oluyor!
Mübariz Mansimov dosyasından bahsediyoruz…
Ergenekon, balyoz davalarını dahi aratmayan bir kumpasla hapse atılan, şirketleri iflas ettirilmek istenen, mallarına çökülen ve hatta öldürülmesi için mafyaya sipariş verilen iş insanından…
En aşağılık iftiralarla suçladılar, tutmadı!
Adamlarını satın alıp şirketlerini batırmaya çalıştılar, beceremediler!
Hapislerde çürütmek istediler, adalet duvarına tosladılar!
Öldürülmesi için kiralık katiller tutup tam 25 milyon dolar gözden çıkardılar ama yine olmadı!
Ellerine, yüzlerine bulaştı!.. Rezil rüsva oldular!
Azerbaycan asıllı iş insanı bu tuzaklardan her seferinde daha da güçlenerek kurtuldu.
İster şans deyin ister aldığı hayır dualarının gücü…
Ama Mansimov anka kuşu misali her defasında adeta küllerinden yeniden doğdu.
Kendisine atılan iftiraları teker teker çürüterek hapisten çıktı.
Çıkar çıkmaz işlerinin başına geçip hem batmakta olan gemiyi yani şirketlerini ayağa kaldırdı hem de hayır işlerine kaldığı yerden devam etmeye başladı.
Adalet süreci ağır da olsa işliyordu…
Önce hapis cezası ev hapsine çevrildi.
Sonra ev hapsi “İstanbul dışına çıkmama” şeklinde esnetildi.
Yavaş yavaş her şey yoluna giriyordu ki, birileri yeniden düğmeye bastı!
Tıpkı fetöcüler gibi kendisine “sızdırılan” bilgi kırıntılarını özel haber olarak pazarlayan bir gazeteciye (!) sözde belgeler verilerek suyu bulandırmaya çalışıyorlar.
Artık sona gelen davadan işadamı aleyhinde karar çıkmasını sağlamayı hedefliyorlar.
Daha çok beklersiniz!..
Suyun bulandırılmaya çalışıldığını nereden anlıyoruz?
Çünkü servis edilen sözümona bilgi ve belgeler dava dosyasına konulmamıştı! Belki de ayrıntı olduğu için gerek görülmemişti.
Neticede savcıların böyle bir hakkı var.
O halde nasıl oluyordu da bu detaylar şimdi yeni belgelermiş gibi ortalığa saçılıyor?
Bugüne kadar Türkiye sevdası nedeniyle ağır bedeller ödeyen bir iş insanından kim ne istiyor?
Neymiş?
Falan kişiler falan tarihlerde işadamını evinde ve işyerinde ziyarete gelmişler.
Eee…
Ne var bunda?
Mansimov, o dostluk ilişkilerini hiç gizlemedi ki…
Hâlâ sosyal medyasında birlikte fotoğraflarını paylaşıyor…
Bu dostluk ilişkileri üzerinden bir iş insanını vurmaya çalışmak en hafif tabiriyle itibar suikastidir!
Beyhude bir çabadır.
Buradan o kripto fetöcülere sesleniyoruz…
Elinde her türlü imkanı olduğu halde yurtdışına çıkmayı aklının ucundan dahi geçirmeyen Mübariz Mansimov suçsuz yere bir yıl cezaevinde yatarak bu ülkeyi ne kadar sevdiğini zaten kanıtladı.
Gerekirse bir o kadar daha yatmayı da göze almış durumda!
Bakalım sizler yediğiniz haltlar ortaya çıkınca ya da işlediğiniz cinayetler kanıtlanınca ne yapacaksınız!
Hangi deliğe kaçacaksınız?