Dün, sosyal medya üzerinden ışık hızıyla yayılan bir haber (duyum), ortalığı hareketlendirdi! İddiaya göre, Palmali Holding’in sahibi, Azerbaycan asıllı ünlü işadamı Mübariz Mansimov’un öldürülmesi için yurt dışından bazı tetikçiler hatta suikast timleri Türkiye’ye giriş yapmıştı!
Amaç Mansimov’un konuşmasını engellemek ya da bir başka deyişle susturmak!
Yine dile getirilen söylentilere göre, bu suikast timleri iki şekilde sonuca gitmeyi (!) planlıyordu; ya kaza süsü verilecek ya da Mansimov pusuya düşürülerek öldürülecekti!
İDDİALARI CİDDİYE ALMAK GEREKİR
Konuyla ilgili dehşetengiz paylaşımları görünce ister istemez buna odaklandım ve yoğun bir telefon trafiği eşliğinde çeşitli görüşmeler yaptım.
Öyle ya, konuşulanların aslı esası var mıydı yoksa deli saçması mıydı! Bu çok vahim iddiaları kim ya da kimler ne amaçla yayıyordu?
Bir süre önce fetöcü olduğu iddiasıyla yargılanan ve Silivri Cezaevi’nde bir yıl yattıktan sonra ev hapsine (Şu anda İstanbul sınırları dışına çıkmama cezasına çevrildi) çıkarılan Mübariz Mansimov’un varlığı hangi odakları rahatsız etmişti?
PEKER’İN VİDEOLARINDA ADI SIK SIK GEÇTİ
Yaptığım temaslardan sonra olayın üzerindeki sis perdesi aralanmaya başladı. Malum; Mübariz Mansimov’un adı Sedat Peker’in videolarında “malına çökülen işadamı” olarak sık sık geçmiş, içerisinde Mehmet Ağar ve Azerbaycanlı işadamı Anar Alizade’nin isminin geçtiği “Yalıkavak Marina” hadisesinin mağduru olarak dikkat çekmişti.
Ayrıca Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR ve Rus petrol devi Lukoil’le süregelen milyarlarca dolarlık davaları da hatırlarda…
Peker’in anlatımlarına göre, Azerbaycan’da karanlık bir klan adına hareket eden Mehmet Ağar, hem Marina’nın hileli yollarla ele geçirilmesinde (Bu konuda açılan dava, İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor) önemli rol oynamış hem de 2017 yılında Mansimov’un ortadan kaldırılması için Lotu Guli lakaplı (Nadir Salifov) ünlü mafya babasının illegal yöntemlerle (Söz konusu kişi Türkiye’den deport edilmişti) ülkeye yeniden giriş yapmasını sağlamıştı.
Peker, Guli’nin bu cinayet girişiminden haberdar olduğunda -iyi arkadaşı olduğu gerekçesiyle- konuşup vazgeçmesi için ikna ettiğini söylüyordu.
Gerçekten de durumu incelediğimizde o dönem bir Kazak tetikçinin Mansimov’un evini gözetlerken korumaları tarafından yakalanıp polise teslim edildiğini ve işadamının Guli’den şikayetçi olduğunu öğreniyoruz!
KONUŞURSA YER YERİNDEN OYNAR!
Şimdi gelelim bugüne… Bu konularda hemen herkes konuştu ama olayların göbeğindeki Mübariz Mansimov hiç konuşmadı.
Belli ki, üzerine atılan ‘fetöcü’ suçlamasının kalkmasını ve tam beraatini bekliyor.
Mübariz Bey’in konuşacak olması, gerek Azerbaycan’da gerek Türkiye’de bazı çevreleri müthiş tedirgin ediyor!
Diğer yandan Londra’da devam eden astronomik davaları kazanma ihtimalinin de birilerinin uykularını kaçırdığı sır değil!
Bu nedenle söz konusu duyumları ciddiye almamak saflık olur! Daha önce denenen ancak çeşitli nedenlerle yarım kalan (!) suikast girişiminin bir daha tekrarlanmayacağının garantisi yok!
TÜRK EMNİYETİNE SORUMLULUK DÜŞÜYOR
Burada artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti başta olmak üzere Türk Emniyeti ve İstihbaratına büyük sorumluluk düşüyor.
2007 yılında o dönemin başbakanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetiyle Türk vatandaşlığına geçmiş ve dünyadaki tüm şirketlerini Türkiye’de toplamış uluslararası bir işadamı karanlık hesaplara kurban edilmemeli!
Bir zamanlar Forbes Dergisinin listesine girecek kadar güçlü, Türkiye’ye milyarlarca dolarlık doğrudan yatırım yapmış bir işadamı bir yıl tutuklu kaldığı için zaten mağdur olmuş ve şirketleri batma noktasına gelmişken bir de can güvenliği tehlikesi yaşamamalı!
Gelişmeleri dikkatle izleyeceğiz.