Gündem

HALKIN GÜCÜ HAKKIN GÜCÜ

HALKIN GÜCÜ HAKKIN GÜCÜ

2023 yılının haziran ayında TBMM ve cumhurbaşkanlığı seçimleri Türkiye’nin istikbalini ya daha da parlatacak bir gün olacak ya da geçmişte olduğu gibi ABD’nin buyruğu altında koalisyon hakimiyetleri siyasetin karanlık labirentlerinde ne yapacaklarını bilmeyen meçhul bir istikbale sürüklenecek. Çünkü Türkiye’de ana muhalefet dedikleri Amerikan ve Avrupa yanlısı Cumhuriyet Halk Partisi, bugün askeri dehası ve büyük devlet adamının manevi kudretini özünde tecessüm ettiren, dahiliğin ve kahramanlığın, dönmez ve sarsılmaz bir iradenin sahibi olan Türkiye Devleti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün yarattığı Cumhuriyet Halk Partisinden bir eser kalmamıştır. Bir zamanlar Türkiye’nin kurtarıcısı Mustafa Kemal Atatürk’ün kutsal ideallerini barındıran o kudretli, ihtişamlı partinin kaderi siyasi ahlak normlarından mahrum yöneticilerin umuduna kalmaktadır. Bugün hakimiyette olan AK Parti ise…

Zaman gelecek 2002 yılının Kasım ayı, başta sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Ak Parti iktidar devri Türkiye Cumhuriyeti devletinin tarihine altın harflerle yazılacaktır. Bugün ise… Evvela Türkiye’nin on dokuz yıl öncesine bir göz atalım.

O zaman Türkiye koalisyon hükumetlerinin Ak parti iktidarına bıraktıkları miras:

Ekonomisi berbat bir Türkiye… Emperyalist güçlere borçlanan (başta ABD olmakla) veya borçlandırılan, yani dolar esaretine mahkum edilen eli-kolu bağlı Türkiye… On yılda bir askeri darbelerden sarsılan ve ekonomisi on yıllarca geriye atılan Türkiye…

Milletin derisini soyarak iş verenler, milyonlarca işçiyi en aşağı asgari ücretle çalıştıran ama karşılığında milyonlarca dolar kazanan ve zenginleşen, zenginleştikçe harınlaşan ve kuduzlaşan, halkı daha derin yoksulluk girdaplarına sürükleyen ve bu yüzden hükumete karşı kin ateşiyle kavrulan işsizler ve fakirler ordusu.

Iktidarda olan partilerin münakaşaları, “Koalisyon hükumetlerinde güç sahibi olmak iddiaları”… Devlet ve millet meraklarını parti meraklarına kurban vermeleri vb. k

Budur koalisyon hükumetlerinin Ak parti iktidarına bıraktıkları miras. 2002 yılının Kasım ayında milletin iradesi ile Ak parti iktidara geldiğinde Türkiye hükumetinin başbakanı ve günü bu günü Reisi Cumhuru sayın Recep Tayyip Erdoğan beyin Türkiye’nin Kaderini belirleyen meselelerde büyük idealarını maddileştirmek gücüne ve zekasına, Türkiye’nin mümkün iktisadi potansiyalini ve Türk milletinin aşıp-taşan enerjisini bir akına yöneltip doğru düzgün istikametlendirmek kudretine, bir sözle devletin ve milletin lideri olmak gücüne ve cesaretine sahip olduğunu nümayiş ettirmektedir. Çünkü Erdoğan beyin bütün fikri-zikri eğer Türkiye her zaman birlik ve beraberlik içinde olursa, asırlardan beri on altı imparatorluk yaratan Türklerin tarihi göklerin arşını titretecek kadar zaferleri ve kahramanlıkları ile zaman-zaman felaket uçurumlarından sıyrılıp yeniden en yüksek  kudret ve şöhret zirvelerine yücelmeleri ile bütün zamanlar için iftihar edilecek şan ve şeref tarihini milletin ruhuna aşılamaktır.

Sayın Erdoğan Beyin önce hükumet başbakanı, 13 yıldan sonra referandumla (yüzde elli iki oyla) halkın gücü-hakkın gücü ile Türkiye Cumhuriyeti devletinin başkanı makamına yükselmesi hakkın zaferiydi. Yani daha doğrusu tanrının ve tarihin ezeli ve ebedi hükümlerinden biri olan bir hakikat tastik edilmiştir:

Eğer bir nur ki haktan yanarsa

Onu yıldırımlar söndüremezler.

Allah yücelteni dünya kopsa da

Onu yükseklerden indiremezler…

Türkiye Cumhuriyeti devletinin başkanlık sistemindeki reformlara gelince… Sayın Erdoğan Bey’in büyük gayesi muhalefet liderlerinin ve bazı sosyal medya kurumlarının bas-bas bağırdıkları gibi Allah’ın insanlara verdiği hakkı ve hürriyet ruhunu zincirlere mahkum edecek bir diktatör olmak hayalleri değildir. Erdoğan Bey Türkiye Cumhuriyeti devletinin Başkanı olmak şerefini dünyanın bütün saltanatlarına değiştiremeyecek kadar kudretli bir maneviyat sahibi olduğunu sergilemiştir. Bu büyük maneviyata sahip olduğu için de Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa olarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin başkanını seçmek salahiyetini TBMM’ye değil, bizzat millete havale etti. Bundan daha yüce demokratik ruhlu insan ve demokrat fikirli devlet adamı Türkiye Cumhuriyyeti  tarihinde görüldü mü? Onun için de Türkiye milleti Erdoğan Bey’in başına ölümsüz şeref taçlarından birini koydu. Yani cumhurbaşkanı makamına kadar yükseltti. Erdoğan bey halen başbakanlık döneminde hakimiyette iken bütün fikri zikri  Türkiye’yi dolar esaretinden kurtarmaktı. Çünkü Erdoğan Bey’i endişelendiren, 50 yıl da böyle devam ederse devleti dolar esaretinden halas edecek bir Tanrı kudreti nereden doğacaktı?

Ve sonunda… Erdoğan Bey Türkiye’yi dolar esaretinden kurtardığı için içeride muhalefet dışarıda emperyalist güçler defalarca Erdoğan Bey’in hakimiyetini devirmek planları tertiplediler. (15 Temmuz 2016 yılı darbe girişimi.) Ama Hakkın ve halkın gücü ile onu ne hakimiyet ne de şeref zirvelerinden indirebildiler. Çünkü ilahi adalet hükmünü vermişti.

Ama muhalefet liderleri bunu görmezden gelerek Türkiye Cumhuriyeti devletinin Cumhur Reisine halen de hakaretler savurmaktadırlar. Bir devletin başkanına hakaret kin ve nefretten aklını kaybetmiş iktidar delisi Mankurtlar sürüsüdür, aşağılık kompleksidir. Çünkü devlet bir milletin teşkilatlanmış gücüdür. Ve devletin başında duran kişi kim olursa olsun milletin iradesiyle hakimiyete gelmişse milletin simgesidir. Yani devlet başkanına hakaret mensup oldukları millete hakarettir.

Bugün Türkiye muhalefet liderlerinin hakimiyyet ihtirasları o kadar coşmuştur ki kendi milletlerine karşı saygılarını tamamen unutturmuştur. Neden? Belki de 2002 seçimlerinde milletin verdiği kararla, Türkiye’nin siyaset ufuklarından ebediyyen kaybolacaklarından endişe duyuyorlardır. Belki sayın Erdoğan Bey emperyalist güçler karşısında eğilmeyen kudretli bir Türkiyeyi ışıklı istikballere götüreceği ve hakimiyyet kapılarını bu muhalefet liderlerinin (bay Kemallerin ve Meral Akşenerlerin) yüzlerine bir daha açılmayacak üzere kapanacağı endişesindedirler.

Erdoğan Bey’in on yıllık başbakanlık döneminde Türkiye ilk defa olarak elli yıllık dolar esaretinden kurtuldu. Bu gün Türkiye’nin askeri gücü ve harp sanayisi bütün cumhuriyet devrinde bu kadar güce sahip olmamıştır. Milletin manevi gücü her zamankinden daha kudretli. Türkiye 99 yıllık Cumhuriyeti devrinde bu kadar maddi ve manevi güç kazanmamıştır.

Dört taraftan güçlü düşmanlarla sarılı bir Türkiye’yi kısa bir zaman zarfında bu parlak milli dirçelişe kavuşturmak, akıl almaz siyasi cesaret ve tarihte benzeri görülmemiş manevi kahramanlıktır. Nasıl oldu da 13 yıl boyunca Türkiye hükumetinin başbakanı, bugünkü cumhurbaşkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’yi bu kadar yükseklere yüceltmeyi başardı?

Çünkü o gençliğinden beri hayatta en doğru ve en değerli sırrı keşfetmişti. İnsanoğlu için haktan ve şereften daha yüksekte hiçbir kudret yoktur. Vicdan ve şeref kararırsa, göklerin bütün yıldızlarını göğsüne taksalar da kirlenmiş vicdanını parlatamayacaksın. Hakimiyet ihtiraslarının bir çok vicdanları tarumar ettiği bir dünyada şöhret ve hakimiyyetin göz kamaştıran parlaklığı onu hak ve şeref yollarından döndürmedi ve vicdanına gölge düşüremedi.

Büyük İngiliz dramaturgu William Shakespeare’in dahiyane bir fikri var: Yükseklere yücelmek hüner değil, (çünkü o yani Recep Tayyip Erdoğan yükseklere milletin iradesiyle yükselmiştir.)  hüner bu zirvelerde metanetle durabilmektir.(“Makbet” piyesi)

Nihayet bu büyük şahsiyetin kaderine düşen sevgi ve galibiyet çelenkleri, muhalefetin yıllarca yalan, iftira, rezalet rüzgarları estirmesine rağmen neden göz kamaştıran bir şafakla parlamaktadır? Bunun sebebini asırlar önce İran-Turan muharebelerinin baş kahramanı, dünya var olduğundan beri Türk tarihinin en büyük Hakanı Alp Er Tunga’nın dahiyane fikirleri ile yazıma son vermek istiyorum.

Alp Er Tunga asil Türk insanının büyüklüğünü ve değerini şöyle anlatıyor: “Asil Türk insanı derin denizlerin karanlıklarında sedef içindeki inciye benzer. Sedef ne kadar ki, derin denizlerin dibindedir ve ne kadar ki, inci bu sedefin içindedir onun kıymeti ve değeri bilinmez. Ne zaman ki, sedef denizin dibindeki karanlıklardan gün yüzüne çıkarılır o zaman sedefteki inci hükümdarların başlarındaki taçları süsler ve bu tacı daha da değerlendirir.’’

Bu vesileyle düşüncelerime son verirken Tarihlerin şan-şerefi olan Türkün timsalinde Sayın Recep Tayip Erdoğan Bey’e ithaf (armağan) ettiğim şiiri Türkiyedeki Türk kardeşlerimle  paylaşmak istiyorum.

EY TÜRK OĞLUM

Ey Türk oğlum! Şeref tacım! Şanlı tahtım!

Ey sihirli saltanatım!

Sen göklerin evladısın yücelerin yücesi!

Tanrı sana bir ruh verdi yükseklerden yükseklere uçası!

Hikmet verdi sen varasın sırlarına zaferlerin

Kudret verdi ki yükseltesin Hakka tapan erenleri…

Seni yaratmıştır Allah hak için!

Zulümlerden zulmetlerden Hakkı kurtarmak için!

Asırlarca cenge girdin dünyanın şer güçleriyle,

Süsledin tarihleri şan ve şeref taçlarıyla!

Sen karanlık dünyalara güneş gibi kanat gerdin,

Hak uğruna nice haksız saltanatlar devirdin?

Sen taçlara taç oldun, tarihlerin şanına şan!

Kazandırdın insanlığa hür yaşamak ihtişamı!

Sen tarihin şah eseri, alemlerin iftiharı,

Sana Allah’ın “Muzaffer ordusu Türkler” dedi

Peygamberler peygamberi.

Senin ruhunla yeniden parlayacak bu cihan

En parlak güneşler doğar en katı karanlıklardan!

 OKTAY ALTUNBAY

           Azerbaycan yazarı/gazeteci

                                                                                               

About author

Articles

Yazar/Gazeteci Azerbaycan
Related posts
GündemGünün ManşetleriİsveçÖzel HaberTürkiye

Bu kadarına da pes doğrusu: İsveç’in iki yüzlülüğü! (Özel Haber)

Batı’nın Türkiye’ye karşı samimiyetsizliğini ezelden biliriz de İsveç bu konuda…
Read more
AzerbaycanGündemGünün Manşetleri

Azerbaycan'da yeni bir siyasi parti kuruluyor: Halka Hizmet Harekatı (HHH)

Azerbaycan’da yeni siyasi parti kuruluyor – Genelbaşkan adayı Arzu Sayadoğlu, MGTV Habere…
Read more
GündemGünün ManşetleriTürkiyeYazarlar

Neden 13 Kasım?

Dikkatli gözler için 13 Kasım sıradan bir tarih değil! Hatırlayın; bundan tam 7 yıl evvel…
Read more
Newsletter
Become a Trendsetter
Sign up for Davenport’s Daily Digest and get the best of Davenport, tailored for you.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

%d blogcu bunu beğendi: